Zübde-i alemsin...En kıymetli cihad...ne mi.
Zübde-i alemsin...En kıymetli cihad...ne mi.
Zübde-i âlem ne mi demektir...Zübde kelimesi çekirdek, öz anlamına gelmektedir. Âlem de dünya, kainat, evren anlamlarında kullanılmaktadır. Bu tamlama ise, kainatın özü anlamında kullanılmaktadır. Tasavvufi anlamı olan bu terime göre, insan kainatın özüdür, kainatta ne varsa, aynı oranda insanda da vardır. Bir diğer ifade ile insan kainatla denk kabul edilmektedir...
Esmaya dere ol...mesela İlme dere ol...Hz Ömer bir dere gibiydi adalete hadim oldu...Bahar geldi çöle ve gönüllere esmaya hadimliğin zirve yaptığı o asırda...Allaha sığınışa uygun bir fıtrattasın emanetin çok ağır...aynasın sendeki her görüntü bir mucize...
Esma insanı ve bu alemi bir yolcu kılmış...Ölüm yok oluş değil elbiseni bırakır yoluna devam edersin...Ölür mü hiç insan...yunus Emremiz "canlar ölesi değil...der.
Esmanın ürünüsün ve esmanın ürünü olan dünya alemindesin...ve Ahiret alemine yolcusun...Barış alemle...Örtüş alemle ve alemi var edenle...Örtüşürsen güneş olursun karanlıkları yani cahaleti dağıtırsın...
Evet... Şeyh galib "Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen / Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen"demiş...dere sen de ağaç sende Yusufun atıldığı kuyu sende...Asa olursun Musa olursun...barış esma ile ...şu alem ve sen esmanın meyvesisin...dalıyla meyve kavga etmesin örtüş Allahla...esmayla ve evrenle...güclü ol ama güce esir olma Nükler silahın olsun ama kabilin taşı Habili öldürdü...Allahla örtüşen birinin ölümü alemin ölümüdür...ve Yıkılan KABEDİR...
İşte o beytin anlamı : "Kendine güzelce bak ki, âlemin özü sensin. Sen varlığın gözünün bebeği olan âdemsin."
Bozguncu olma örtüş barış varlıkla...nükler silahları adl sıfatına hadim et...gönlünü aklını elini dilini adl sıfatına ve esmaya hadim kıldığın gibi...Güçlü olmak mükler üretmek suç değil ama esmayla ve meyvesiyle örtüşmemek suç ...İFSAD etme barış...önce kendinle ve alemle ve ahiretle ...Ahiret ile barışmazsan yerin cehennem olur...dünyada bulanık su gibiyiz ama cennet sadece temizler için...Zıtlıklar yurdu dünya ama ahirette zıtlardan biri cennette olacak diğeri cehennemde...örtüş cennetle...Dövüş savaş dünyada kader...Allah için öldürenler cennete gider...Allaha rakip üretenler cehennemde tevbeye tabi tutulacaklar...Adl sıfatlı çünkü Allah...mezar bile ya cennet bahçesi ya cehennem çukuru...Ölüm zıtlıkların yok oluşu...beden maddeden ruh özgür olacak maddeden...cennette dirileceğiz ama yeni bir beden ile...diriliş...aslı madde olan kimyası değişik bir beden cennet bedeni...evet esma gemisinde bir yolcuyuz...sadece insan mı yolcu alem de yolcu...yani alemin de ölümü kıyameti var...Savaşlar aslında kıyamete inananla -inanmayan arasında...Varlık ile örtüşenle -örtüşmeyen arasında...Hak-batıl bu işte ...Örtüş Allahla...güzellikle -çirkinlik arasında savaş...güneşle-karanlık arasında...zıtlar yok oluncaya kadar savaş kaderdir...
Örtüş varlıkla...Merkez olma kul ol...yok ol bu varda...secdeli ol ...aman bozguncu olma zararın kendine olur...bağımsız değilsin ki bu varlıktan...Kaynağın bu varlıkta...sebebin bu varlıkta...sahibin bu varlıkta...Barış...savaşın olsun ama bozguncuyla...cihad ne mi işte bu...
Evet...işte böylesi güzel bakıştadır...İslam....amacın ne mi olsun tebliğde ve cihatta... “insan”ı gönlünden yakalamak, ona hep iyi tarafını hatırlatmak ve böylece sınırsız şer üretme potansiyelini mümkün mertebe işlevsiz kılmak gibi ulvîlik olsun...bu ulvi amaçtadır cihad...insan boğazlama eylemine indirgedin hey cahil mü'min ...cihadı da
Evet...Tasavvufî irfanın insanoğlunu hayırsızlıktan el çektirip hayırlı bir varlık olmaya yöneltme çabası elbette en kıymetli cihad...
Evet... “insanoğlu”na karşı karamsar olmayalım...melekler de karamsar oldu ama yüce Allah ilminiz eksik dedi onlara...Oruç tutan melekten öndedir...Ye rıza için der oruç ...zekat mal kazan rıza için der cihad öldür rıza için hac yer yüzünü dolaş der Allah için örtüşmek için bozgunculuğunla kavga için...örtüşmektir oruç zekat ve cihad Allahla...esmayla örtüş...secdeli ol esmaya asi olma aman savaşma kavgalı olma esmayla...
Evet...“insanoğlu”na karşı karamsar olmayalım...ama karamsarlığa sevk eden ayetler de yok değil... ayetlerin kahir ekseriyetinde, “nankör, zalim, cahil” gibi sıfatlarla zikredilir insan... işte bir ayet..."Andolsun biz Âdemoğluna şan, şeref ve nimetler verdik; onları karada ve denizde taşıdık, kendilerine güzel güzel rızıklar verdik ve onları yarattıklarımızın çoğundan üstün kıldık"( İsrâ/70)
Evet...ayetteki ve-lekad kerremnâ benî âdem ifadesinde “Biz Âdemoğlunu peşinen onurlu, saygın kıldık” değil, “Biz Âdemoğluna pek çok lütuf ve ihsanda bulunduk” denildi... ve bu ifade birçok müfessir tarafından, “Ama insanoğlu bunca lütuf ve ihsanın şükrünü ifa etmedi” diye izah edilir...
Evet...şükretsek de nimete...Şükretmeyi de ekmel eylemlerle hallerle duygularla fikirlerle yaşamıyoruz...
Allahla örtüşmek ne mi...nimete şükret...ve nimete erişmek için candan canandan geç bedeli ne olursa olsun sabırla yola devam et...
Evet...“Şan, şeref ve nimetler” diye çevirdiğimiz kerem kavramı, İslâmî literatürde hem Allah’ın insanlara şeref, soyluluk, üstünlük gibi mânevî meziyetler bahşetmesini hem de mal mülk vermesini ifade eder. Böylece âyet insanı dünyada Allah’ın lutfuna en çok mazhar olmuş, en seçkin, en değerli varlık olarak göstermektedir. Tefsirlerde insana seçkinlik kazandıran özellikler akıl, zekâ, temyiz, düşünme, yazma gibi melekelerden başlayarak çeşitli psikolojik ve fizyolojik özelliklere, estetik zevklere, ahlâkî yatkınlıklara, canlı ve cansız varlıklar üzerinde tasarruf yetkisine, ekonomik faaliyetlerde bulunma özelliğine, şehirler ve uygarlıklar kurma kabiliyetine kadar birçok meziyete sahip olmasıyla açıklanmaktadır."
Şükret...asi olmaktır şükretmemek...yani nankörlüktür...inkardır..."dünya şükre değmez..."deme...bazıları gibi fakirliğe kutsallık verme...Allahla örtüş...şükret...yani...zerreye de kürreye de şükret...beterin beteri var...haline şükret ve sabret her nimete erişmenin cefasına...Sabır işte bu...Ülkeni kaptırmamak için ekmeğini kaptırmamak için serden geç maldan candan geç...Sabır işte bu ...esmaya hadimliktir sabır...esma meyvelerine erişmek uğruna acıları göğüsle işte tavsiye edilen sabır bu...ekmel sabır bu...
Ekmel şükür elzen insana ekmel sabır ...elzem ekmel secde de...elzem ...Kur’ân-ı Kerîm’de şükür kelimesi ve türevleri yetmiş beş yerde geçmekte... Bunların çoğunda Allah’ın nimetleri ve ihsanlarından söz edilmekte, dolayısıyla insanların Allah’a şükretmesi gerektiği bildirilmektedir.... ve şükredenlere verilecek mükâfatlar anlatılmaktadır.
Ekmel şükre ekmel sabra erişmelisin...hz Süleyman ile örtüş...yani esma ile örtüşenlerle örtüş...tevhidi idrak edenlerle örtüş...tevhidi idrak eden ekmel şükre ve ekmel sabra erişir...İşte ayet...şükür iyiliğini istemendir... Hz. Süleyman’ın dilinden, “Şükreden ancak kendi iyiliği için şükretmiş olur" denildi...evet... “Ben onu sana daha gözünü kırpmadan getiririm” dedi. Süleyman tahtı yanı başında hazır görünce: “Bu, Rabbimin lutfundandır; nimetine karşı şükür mü yoksa nankörlük mü edeceğim diye beni sınıyor. Kim şükrederse kendi iyiliği için şükretmiş olur. Kim de nankörlük ederse şüphesiz Rabbim hiçbir şeye muhtaç değildir, lutuf ve keremi pek boldur.”(Neml/40) nimetin kaynağı da senin kaynağın da esmadır...şükür insan olmakla örtüşmektir yani...
Zübde-i alemsin...En kıymetli cihad...ne mi.ekmel şükür ve ekmel sabır...vereni gör...ekmel şükür bu...ve sebeblere sarılman da ekmel sabırdır...
Zübde-i alem olan insan alem için tehlikesin işte günümde...Ey insan evreni harab edecek kadar silahlandın bu suç değil ama silahlanman rıza için miydi...Dünyayı uzaylılara karşı mı koruyacaktın...hayır hayır güce secde ettin...habilleri ve habilliği öldürmek amacın...bozguncusun çünkü...Silahlanman suç değil ama bozgunculuk suç...Örtüş Allahla kendinle ve alemle...suçun bu...
0 Yorum