KADIN VE TÜRKİYE
KADIN VE TÜRKİYE
Ülkemizde son 20 yıl içerisinde kadınlara verilen önemin ne kadar geniş çaplı olduğunu hem alınan kararlardan, hem de kadınlara verilen haklardan görebilirsiniz.
Nasıl bir Türkiye idik bir düşünün. Başı kapalı olduğu için memur olamayan, Polislik yapamayan, öğretmenlikten atılan ve hatta oğlunun yemin törenine başı örtülü olduğu için alınmayan gözü yaşlı anneler. Kapı önlerinde soğuk havalarda dahi bekletilen eşler, kızlar, analar.
Böyle bir Türkiye idik çok değil daha 20 yıl öncesine kadar. Bırakan bir kadının siyasete girmesini, kamu mesleğine dahi alınmıyordu sırf başı kapalı olduğu için.
Bu günlerde gündemimiz de İstanbul sözleşmesi var. Cumhurbaşkanı Kararı ile İstanbul Sözleşmesi iptal edildi
İstanbul Sözleşmesi, Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi, bilinen adıyla İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetle mücadele amacıyla, Avrupa Konseyi tarafından 11 Mayıs 2011'de İstanbul'da imzaya açılan sözleşmedir.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, sosyal medya hesabından, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesine ilişkin açıklama yaparak konuya en iyi şekilde bir aydınlatma yaptı.
Altun "Dünden bugüne Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde kadınların toplumsal, ekonomik, siyasi ve kültürel hayata daha fazla katılmaları için verdiğimiz mücadeleyi kararlılıkla sürdürüyoruz. Kadınlar, hayatın nesnesi değil öznesidir! Her zaman 'Güçlü Kadın Güçlü Türkiye' diyeceğiz." dedi.
Aslına bakılırsa İstanbul sözleşmesinin sık sık suistamal edildiğini hemen hemen her akşam haber bültenlerinden görebiliyoruz öyle değimli.
Sözleşmenin getirdiği 6284 Sayılı Kanun'da muallaklıkta olan bir şiddet tanımı var. Şiddet görme ihtimalini hissettiren her şey fiziksel şiddet ile eşdeğer tutuluyor. Bu da şiddet görülmediği takdirde şiddet uygulandığı söylenerek yetkililerle irtibata geçip baba, eş, abiyi polis eşliğinde evinden aldırtabiliyor. Bu da her hangi bir fiziksel şiddetin veya tehdidin söz konusu olmadığı durumlarda, aile arasındaki en küçük anlaşmazlık adli bir vakaya dönüştürülüyor. Devlet direkt mahrem alana girerek evin erkeğini suçlu buluyor. Bunun da pek sağlıklı sonuçlar doğurmadığı medya yansıyan haberlerden görülüyor.
Sözleşmede yer verilen “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” kavramı bugün Türkiye’de LGBT lobilerinin nasıl rahatça çalıştığını gözler önüne seriyor.
Bu yüzden dir ki üzerinde çok durulması gereken bir sözleşme olan İstanbul sözleşmesi Cumhurbaşkanlığı kararı ile iptal edildi. İyi mi oldu, sizce, bizce bunu greceğiz.
0 Yorum