Kadınana Gazetesi

İyilik evlerini Kahramanmaraş’taki vatandaşlara ulaştırmanın mutluluğunu yaşadıklarını söyleyen Mısırlıoğlu; “Biliyorsunuz iyilik evleri projemizin duyurusunu kısa bir süre önce yapmıştık. Çok kısa bir süre içerisinde hızla koordine olarak bu evlerimizi hazır hale getirdik.

Evlerimizin yanı sıra ihtiyaç duyulabilecek temel yaşam malzemelerinin teminini de gerçekleştirdik.

İyilik evlerimizin içine yatak, battaniye gibi eşyalar da yerleştirdik. Bu iyilik okyanusunda bir damla da bizim katkımız olduysa ne mutlu bize…

Ben şuan sizlerin nezdinde yol arkadaşlarıma, bize uzaktan yakından destek olanlara, siyaset üstü bir yaklaşımla elini taşın altına koyanlara sonsuz teşekkürlerimi iletmek istiyorum. Böyle bir milletin mensubu olmaktan gurur duyuyorum.

İnanıyorum ki deprem bölgesindeki vatandaşlarımızın yaraları da en kısa sürede sarılacak, acılar unutulmayacak tabi ki ama hafifleteceğiz inşallah…

Bizler de maddi ve manevi desteğimizi hiçbir zaman o bölgeden esirgemeyeceğiz. Bu artık bizim vatandaşlık görevimizdir. Hafta sonu gittik 112 adet iyilik evimizin kurulumunu yaptık.

Her bir arkadaşımın elinde bir ekipman vardı. Kadın erkek demeden depremzede yurttaşlarımız için kollarımızı sıvadık.

Evlerimizin kurulumunu tamamladık. Geleceğimizin teminatı çocuklarımız bu acı yükü omuzlarından daha kolay atabilsin diye onlarla oyunlar oynadık.

Felaketin içinden çıkan ama ruhunda derin yaralar açılan bu çocuklarımızın psikolojisi her şeyden önemli.

Acıya boyanmış şehirlerden bahsediyoruz. Yerle bir olan şehirlerden hayatlardan bahsediyoruz.

Ne kadar yetebiliriz bilmiyoruz tabi ki ama biz elimizden gelenin çok daha iyisini yapmaya çalışıyoruz ve böyle de devam edeceğiz. Çocuklarımızın yüzlerinde bir küçük tebessüm oluşturabildiysek ne mutlu bizlere…

Bu süreçte bizden desteğini esirgemeyen tüm hayırsever vatandaşlarımıza, parti üyelerimize, il yönetimimize, merkez ilçe ve diğer ilçe yönetimlerimize, gençlik kollarımıza, kadın kollarımıza sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum. İyi ki varsınız diyorum…

Rabbim vatanımızı milletimizi bir daha böyle acılarla sınamasın inşallah… bu felakette hayatını kaybedenlere yüce Allah rahmetiyle muamele etsin. Geride kalanlara sabır, güç, kuvvet versin. Biz birlikte iyiyiz ve çok daha iyi olacağız Allah’ın izniyle”dedi.

İlimiz Depreme ne kadar hazır

Asrın felaketi yaşandığından bu yana endişe ile takip ettikleri Afyonkarahisar’daki imar düzenlemeleriyle ilgili hala resmi bir açıklama olmadığını söyleyen Mısırlıoğlu; “ Deprem bölgesinde yaşamamıza rağmen depreme ne kadar hazır olduğumuz tartışılır…

İmar affı diye diye vatandaşa iyilik yaptığını zannedenler evleri mezara dönüştürdüler. Ödenemeyecek bir vebalin altına girdiler.

Afyonumuzda durum farksız mı? Yapılaşma ne kadar güvenilir?

Daha düne kadar zemin sıvı diyerek 2 kattan fazlasına izin verilmeyen Uydukent’e son yıllarda çok katlı apartmanlar dikildi.

Birileri nemalansın diye izin verilen bu yapılaşmanın sonu da felaket olursa kim nasıl hesap verecek?

Neden hala bir adım atılmıyor, kontrol, denetim, sağlamlaştırma yapılmıyor anlamış değilim… yaşananlardan ders almak bu kadar mı zor ?”dedi.

Kuraklığında ilimizin yüzleştiği diğer bir acı gerçek olduğunu söyleyen Mısırlıoğlu; “Peki bu konuda ne yapılıyor dersiniz? Hiçbir şey…

Vatandaş, içini rahatlatacak birkaç telkin duymak istiyor. Şöyle çalışıyoruz, bu projeyi hazırlıyoruz desinler istiyor. Ama sayın yetkililerden bu konuda da ses yok maalesef…

Son yılların en kurak kış aylarını geçiriyoruz. Hatta son 22 yılın en kurak Ocak ayını geride bıraktık.

Barajlardaki sular tükenmek üzere. Alarm durumuna geçmemiz gerekirken yetkililer hala koltuklarında çiçek olmuş, kollarını bağlamış oturuyorlar.

Araba devrilince yol gösteren çok olur, önemli olan tedbirli olmaktır.

Tarımsal faaliyetler başlayacak, hiç düşündünüz mü tarımsal kuraklığın bu ülke için ne anlama geldiğini?

Zaten büyük bir ekonomik buhran içinde olan ülkemizde tarımsal kuraklık sonucu fiyatlarda oluşabilecek artışı ön görebiliyor musunuz?

O zaman da bu hükümet der ki, Allah tarafından kuraklık oldu, bizim suçumuz değil der… Her hataya bir kılıf uydurmaya alıştılar artık…

Şimdiden öngörülebilen bir kuraklık kapıdayken neden şimdi tedbir alınmıyor? “dedi.