Telefon
WhatsApp
Rektör konferans verdi

Konferansa; Afyonkarahisar Vali Yardımcısı Mehmet Keklik, Çobanlar Kaymakamı Mücahit Öztürk, Çobanlar Belediye Başkanı Ali Altuntaş, Emirdağ Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Mustafa Kemal Yıldız, AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakaş’ın eşi Esma Karakaş ve Çobanlar’da ikamet eden kadınlar katıldı.
Konferansın açış konuşmasını yapan Afyonkarahisar Vali Yardımcısı Mehmet Keklik, Kadın Kültür Evleri Projesinin Afyonkarahisar Valisi Gökmen Çiçek ve eşinin himayesinde başladığını söyledi. Toplam 25 Kadın Kültür Evinde binlerce kadının eğitimine ve geleceğine katkı yapıldığını ifade eden Keklik, “Biz bu projeyi çok değerli görüyoruz. Bu projeye en çok anlam katan kadınların desteği, eğitimlere ve tüm diğer etkinliklere de aynı şekilde katılarak, zamanlarını en verimli şekilde değerlendiriyor olmalarıdır. Çünkü Sayın Valimizin de ifade ettiği gibi, her şey kadın eliyle değişiyor. Toplumu değiştiren, dönüştüren, gelecek nesilleri en güzel şekilde yetiştiren annelerimizdir. Afyon Kocatepe Üniversitemiz de hem Çobanlar hem de diğer kadın kültür evlerimizde, sağ olsunlar eğitim faaliyetlerinde en büyük destekçimiz. AKÜ, projenin ana sahiplerinden de bir tanesi. Rektör Hocamızın şahsında bu zamana kadar emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.
AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakaş ise Kadın Kültür Evleri projesinin, kendisini heyecanlandıran bir proje olduğunu dile getirdi. Karakaş, “Sayın Valimiz Gökmen Çiçek ve eşi hanımefendi, bu projeyi sahiplendiler ve şu anda Afyonkarahisar genelinde 25 adet Kadın Kültür Evi oluşturuldu. Bu gerçekten sadece Afyonkarahisar için değil, Türkiye için örnek teşkil eden bir proje. Biz de bu projeye üniversitedeki birimlerimizle, hocalarımızla her türlü desteği vereceğimizi ifade ettik. Tüm Kadın Kültür Evlerinde üniversitemizdeki farklı branşlardan pek çok hocamız şu anda söyleşiler gerçekleştiriyorlar. Yenilerini de programa dâhil etmeye çalışıyoruz” dedi.

“Güçlü aile, güçlü toplum”
“Aile, Eğitim ve Çocuk” üzerine konuşacağını belirten Rektör Karakaş, aileye herkesin önem vermesi gerektiğini vurgulayarak konuşmasına başladı. Toplumun yarısını kadınların oluşturduğu gibi, ailenin yarısını da kadınların oluşturduğunu söyleyen Karakaş, “Ailenin kurulmasında, sürekliliğinde, güçlü bir yapı kazanmasında ve gelecek nesillerin sağlıklı bir şekilde eğitilmesinde kadınlar, ailede pozitif olarak ayrışıyor. Kadınların rolü, etkisi daha belirgin ve güçlü hale geliyor. Ailedeki kadın, aslında toplumdaki kadından daha güçlü bir kişiliktir” ifadelerini kullandı. Ailenin toplumun temeli olduğunu ifade eden Karakaş, “Eğer güçlü ve sağlıklı bir aileniz varsa, güçlü bir toplumunuz ve güçlü bir devletiniz var demektir. Çünkü aile yapılarında meydana gelen bozulmalar, toplumda da hemen karşılığını bulur. Aile; sağlıklı, güçlü kişilik kazanmış bir yapıya sahipse toplumdaki bireylerde bu ailelerden geldikleri için sağlıklı, güçlü ve kişilikli bireyler olacaktır. Dolayısıyla toplumsal ilişkiler de ailedeki ilişkilere benzer bir şekilde yapılanıyor, benzer bir şekilde varlık gösteriyor. O yüzden güçlü aile, güçlü toplum diyoruz” dedi.

“Sevgi, saygı ve güvenin azaldığı bir ailede sorun başlar”

Güçlü ve sağlıklı ailenin “sevgi, saygı ve güven” olmak üzere 3 temel ayağı olduğunu ifade eden Karakaş, konuşmasına şöyle devam etti: “Bu 3 temel üzerine aileyi oturttuğunuz zaman o aileden korkmayın. Aile, iki kişi tarafından kuruluyor. Öncelikle aileyi kuran eşler arasında bu 3 ayağın tesis edilmesi önemli. Sevgi ile başlayan, birbirine karşı saygı duyarak devam eden ama her şeyden önemlisi de birbirine karşı güven duyularak oluşturulan, kurulan aile güçlü bir ailedir. Sevgisiz aileden söz edemeyiz. Sevgi olmadan diğer ayaklar da sakatlanır, hastalanır. Saygı ve güven olmazsa da aynı şey geçerli. Bunlar birbirini destekleyen ayaklardır. Biri olmadığında diğeri sakatlanabilecek, zarar görebilecek hususlardır; dolayısıyla bu üç unsuru gözümüz gibi korumak durumundayız. Sevginin, saygının, güvenin azaldığı ailelerde sorunlar başlar. Ailede sorun, bir yerden ortaya çıkmaz her türlü sorun olabilir. Çünkü aile toplumun küçük bir modelidir. Toplumda nasıl çok sayıda sorun ve suç ortaya çıkıyorsa ailede de aynı şekilde çıkabilir. İşte aileyi korunaklı hale getirmek için bu üç unsura önem vermek durumundayız.”

“Eşitliği sağlayan sorumluluklar”

Ailenin yapısını sürekli kılabilme adına kadın ve erkeğin üzerine düşen sorumluluklarını yerine getirmesinin çok önemli olduğunu belirten Karakaş, şunları kaydetti: “Kadın ve erkek tarafından kurulan bir kurum olan aileyi sürekli kılabilme adına kadın ve erkeğin eşitliğinden ziyade sorumlulukların çok önemli olduğunu düşünüyorum. Eşitliği sağlayan da zaten sorumluluktur. Kadın ve erkeğin sorumlulukları açısından kültürümüzde ve inanç sistemimizde ailenin haklarının tanınma biçimlerine baktığımız zaman sorumluluk vurgusunun yapıldığını görüyoruz. Kadın ve erkeğin karşılıklı olarak birbirlerine sorumlulukları var ve bu sorumluluklar karşılıklı yerine getirildiği zaman da zaten eşitlik sağlanır, hak yerini bulmuş olur. Bu eşitlik doğal olarak sağlanmış olur. Çünkü sorumlulukların içeriği, niteliği farklıdır. Erkeğin sorumlulukları farklı alanlardadır, kadının sorumlulukları farklı alanlardır ve birbirlerini tamamlarlar. Bunlardan biri aksadığında ailede sorunlar başlar. Dolayısıyla karşılıklı sorumluluk duygusuyla hareket etmek gerekir.”

“Boşanmalar toplumu tehdit ediyor”
Boşanmaların toplumu tehdit eden en önemli sorunlardan biri olduğunu belirten Karakaş, “Ailenin devamlılığı konusunda son dönemlerde toplumun da muzdarip olduğu, sayısı da gittikçe artan boşanma durumu ile karşı karşıyayız. Hiçbir aile boşanmak için kurulmaz. Sürdürülmek ve mutlu olmak için kurulur. Dolayısıyla boşanma, hem kültürümüzde hem inanç sistemimizde hatta bütün kültürlerde istenilmeyen bir durum olarak kabul edilmektedir. Dolayısıyla boşanmayı biz normal bir durummuş gibi değerlendirirsek, bu bizim toplumumuzu tehdit eden bana göre en önemli sorunlardan birisi olacaktır. Bu, bir davranış biçimine dönüşüp normalleştiği zaman aileleri korumayız. Evlilik, sürdürmek için gerçekleştirilen bir iştir. Dolayısıyla boşanma olağan ve normal bir şey değildir” diye konuştu.
Günümüzde ailenin mahremiyet alanına çok müdahale edildiğini, ailede karşılaşılan sorunların aşama aşama çözülmesi gerektiğini belirten Karakaş, şunları söyledi: “Her insan bir dünyadır. Her aile de bir dünyadır. Yani o dünyanın içerisinde farklı farklı yaşamlar gerçekleştirilir. Farklı farklı hikâyeler, farklı serüvenler ortaya çıkar. Dolayısıyla aileler, başkalarının yaşamadıklarının yaşandığı yerlerdir. Her bir aile, kendi dünyasında yaşamını sürdürerek orada yaşadıklarını bazen topluma yansıtır bazen de gizler, kendi içinde tutar. Aile içinde kalması gereken şeyler vardır. Ailenin bu mahrem alanına günümüzde çok hücum ediliyor. Televizyon, internet, medya gibi birçok unsur tarafından bu alana çok ciddi anlamda müdahaleler var. Bu araçların tamamını kötü gelişmeler olarak görmüyoruz. Bunlar, iyi kullandığınız zaman iyi, kötü kullandığınız zaman kötü sonuçlar verecek araçlardır. Her ailede sorunlar olabilir. Bu sorunların bir kısmını kendi içinde çözmeleri gerekebilir. Dışarıya ifşa etmeden bazı sorunlar çözülebilir. Kendi başınıza çözebileceğiniz bir durumu dışarıya ifşa ettiğiniz zaman olaylar içinden çıkılmaz bir hale dönüşebilir. Üçüncül, dördüncül kişiler, bu işin içerisine dâhil olduğunda, hatta kimi zaman taraf haline geldiklerinde o sorun çözülme yerine daha da içinden çıkılmaz bir hal alabilir. İlk olarak aile, sorunlarının bir kısmını kendi içerisinde çözmeye çalışmalıdır. Eğer çözülemiyorsa birincil derecede sorunları çözebileceğine inandıkları, güven duydukları kişilerle bunun paylaşılması ve onların hakemliğine gidilmesi gerekir. Üçüncü aşamada ise eğer başka bir yol kalmadıysa adli mekanizmalara başvurulmalıdır. Problemin bu yolla çözülmesi sürecin en son aşamasıdır. Aile sorunlarımızı çözmede bu aşamaları dikkate almamız lazım.”

“Boşanmaların önemli bir kısmı ilk 1 yıl içinde gerçekleşiyor”

Eşlerin birbirini tanıma sürelerinin ortalama 5-7 yıl arası olduğunu ifade eden Karakaş, “Ailedeki ilişkiyi eşler arasında birbirine alışma olarak da değerlendiriyorum. Birbirlerini tanıyana kadar sorunlar yaşanabilir.
Özellikle son dönemlerdeki boşanmaları incelediğimizde büyük bir kısmının ilk 1 yıl içinde gerçekleştiğini görüyoruz. Evliliklerin sevgi, saygı, güven ve sorumluluk bilinci üzerine kurulmaması, gençlere bu bilincin tam verilememesi halinde birbirinden etkilenerek kartopuna dönüşecektir.
Boşanma da biraz böyle bir karaktere sahip. Aile birliğinin ilk bir yılda bozulması üzerinde birçok faktör etkili olsa da, ailenin hızlı bir şekilde kurulmasının yanı sıra özellikle Afyonkarahisar gibi belli davranış kalıplarına, kültür özelliklerine sahip toplumlarda aile müdahaleleri de etkili olabiliyor. Yeni evlilerin ayaklarının üzerinde durmalarına izin vermek gerekiyor. İzin verilmeyince, sağdan soldan müdahaleler olunca birbirlerine karşı güvenleri zayıflıyor. Zayıflayınca da sevgi, saygı ortadan kalkıyor. Dolayısıyla kolaylıkla bu yuva yıkılabiliyor” dedi.
“Çocuklar, aileden uzaklaşıyor”

Çocuklar için en büyük tehdidin ailelerden uzaklaşması ve kopması olduğunu ifade eden Karakaş, “Zaman akıyor, zaman aktıkça da toplum değişiyor.
Yenilikler ortaya çıkıyor. Bizim zamanımızda olmayan çocuğun zamanında ortaya çıkıyor. Dolayısıyla yeni olana göre çocuk pozisyon alıyor. Davranışlarında değişiklikler ortaya çıkıyor. Kuşaklar arasındaki farklılığı böyle görmek gerekiyor. Bizim zamanımızda böyle değildi diye başladığınız hiçbir sözün çocukta karşılığı yok.
Geleneklerin, değerlerin aktarılması önemli ama bu yolla değil. Bu yolla yapılamaz. Çocukta karşılığı yok. Çünkü çocuk kendisi olmak istiyor. Kişilik kazanmak istiyor. Kendi ayakları üzerinde durmak istiyor. Ben sizden faklıyım diyor ve farklı da. O farklılığın sizden uzaklaşacak şekle dönüşmesini engellemek bizim görevimiz. Bizden kopmasını engellemek bizim görevimiz. Şu an en büyük tehdit, çocukların ailelerinden kopması ve onlardan uzaklaştırılması” diye konuştu.
Çocukların büyüme süreçlerinde kendi cinselliklerini, vücutlarını tanımaları ve onları koruma duygusu ile güçlendirilmelerinin çok önemli olduğunu kaydeden Karakaş, cinsellik eğitimi ile ilgili dikkat edilmesi gereken hususları şöyle anlattı:
Katılımcıların sorularıyla da farklı açılımlar kazanan konferansın ardından Çobanlar Kaymakamı Mücahit Öztürk, Rektör Karakaş’a teşekkürlerini ileterek Çobanlar Kadın Kültür Evi ürünlerinden takdim etti. Rektör Karakaş, konferansın devamında Çobanlar Kadın Kültür Evini gezerek çalışmalar hakkında bilgi aldı.
Ayrıca Rektör Karakaş, Çobanlar Kaymakamı Mücahit Öztürk’ü makamında ziyaret ederek istişarede bulundu. >> Rabia Ekmekçioğlu

0 Yorum

Henüz Yorum Yapılmamıştır.! İlk Yorum Yapan Siz Olun

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!