Kadınana Gazetesi

Görgöz, yeni yıla elektrik, doğalgaz, akaryakıt, LPG ve iğneden ipliğe her şeye gelen yüksek oranda zamlarla girdiğimizi belirterek; " Akp yaparsa zam yapar. Ülkemizin en büyük sorunlarının başında yaşadığımız ekonomik buhran gelmektedir. Her an her şeye zam geliyor. Doları aşağı çektiler ama yapılan zamları geri çekmediler. Hep söylüyoruz, bu iktidar gidicidir. Artık yönetemiyor"dedi.
Basın toplantısında Afyonkarahisar Belediye Başkanı Mehmet Zeybek geçen ay bir okulun etkinliğinde öğrencilere karşı yaptığı konuşmasında ‘’Bundan 15 yıl önce Şuhut İlçesi Kayabelen Köyü’nde petrol bulundu. Ne yazık ki antlaşmalar gereği (Lozan Antlaşması’na atıfla) petrolü çıkaramadık nihayetinde kuyunun üzerini 25 tonluk beton kapaklarla kapatmak zorunda kaldık’’ dediğini hatırlatan Göröz; " Bu yersiz ve talihsiz açıklamanın ardından bahsi geçen konuşma il ve ülke genelinde tartışmalara yol açtı. Konuyu iki ana başlık altında değerlendirmek gerekir.
1- Şuhut İlçemizin Kayabelen Köyü’nde petrol bulundu ise o kuyular neden kapatılmıştır? Kuyuların açılmasına kim ya da kimler engel olmuştur. Çünkü 15 yıl önce de iktidarda Akp hükümeti vardı.
2- Türkiye Cumhuriyeti’nin tapusu niteliğinde ki ‘’Lozan Antlaşması’’ bu tarz şehir efsanelerine, tabiri caiz ise mahalle dedikodularına niçin alet edilmektedir? Lozan Antlaşması’nda gerçekten yer altı kaynaklarının çıkarılıp işlenmesi hususunda bir madde var mıdır?
Bu soruların cevabını merak eden genç bir CHP li yoldaşımız, konuyu Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER) aracılığı ile Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı’na sordu. Bakanlık da Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı Genel Müdürlüğü’ne sordu.
Genç yoldaşımız sevgili Candar CAN’a gelen cevap özetle; Şuhut’da şimdiye kadar hiç petrol araması ve keşfi yapılmamıştır. Lozan Antlaşması’nda petrol aramayı engel hiç bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kadar açık ve net bir cevap geldi.
Aslında hiç CİMER’e falan sormaya gerek yoktu. Aklın yolu birdir! Ancak bu şehir efsanesine inanları ikna etmek hiç kolay değil. Bu sebepten elimizde Devlet’in belgesi olsun istedim.
Aslında şöyle azıcık arşivleri kurcalasalar Cimer’e falan gerek kalmayacak. Ben şimdi sizlere CİMER’i araya sokmadan Türkiye’nin Petrol ve yer altı kaynaklarından, yine ilgili kurumların istatistik. Üretim ve faaliyet raporlarından alıntılarla bahsetmek istiyorum.
Ülkemizin Petrol Tarihi
-Ülkemizde İlk Petrol keşfi; 1945 yılında Maden Tetkik Arama kurumu tarafından Batman İli Raman Sahası’nda yapılmış olup, RAMAN 8 kuyusunun 1948 yılında devreye alınmasıyla birlikte ekonomik anlamda ilk üretim gerçekleştirilmiştir. Ve halen 74 yıldır Raman Kuyusundan petrol çıkarılmaktadır. (Kaynak: MTA FAALİYET RAPORU)
-Ülkemizde 24 Mart 1926 tarihinde kabul edilen 792 sayılı ‘’Petrol Kanunu’’ ile Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde bütün petrol ve petrol bileşiklerinin tabi olduğu madenlerin aranması ve işletilmesi hakkı hükümete verilmiştir.
-1930 yılında Türkiye’nin ilk petrol rafinerisi olan’’ Boğaziçi Tasfiyehanesi’’ kurulmuştur.
Başkan Zeybek konuşmasında, 15 yıl öncesinden bahsediyor. O zaman 15 yıl öncesine dönelim. Neymiş o konuşma? Şuhut’da petrol bulunmuş ama Lozan Yüzünden çıkarılamamış. E o zaman demezler mi adama; Lozan Antlaşması 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalandı. Raman Kuyusundan 1948 yılından beri petrol çıkarılıyor. Batman İli Raman sahası bu ülkenin topraklarında kurulu değil mi?
2006 yılı Maden Tetkik Arama kurumunun faaliyet raporuna bir göz atalım mı? Ne dersiniz?
2006 yılında ne kadar maden çıkarmışız ne kadarını ihraç etmişiz?
-150 milyon ton bor, krom, selastit, manyezit, barit, pomza, feldspod satmışız.
-2006 yılında maden ihracatımız %37,4’lük artışla 2.080 milyar dolara çıkmıştır.
- Yine MTA’nın faaliyet raporunda yazan şu cümle her şeyi izah ediyor zaten;
Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra kalkınma çabaları içerisinde madenler konusu ele alınmış, yer altı kaynaklarının devlet eliyle çıkarılması ve değerlendirilmesi amacıyla, 1933 yılında Ekonomi Bakanlığı’na bağlı ‘’Petrol Arama ve işletme’’, ‘’Altın arama ve işletme’’ idareleri adıyla iki bağımsız kurum kurulmuştur.
-22 Haziran 1935 tarihinde 2804 sayılı yasa ile ‘’Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü’’ kurulmuştur.
Sayın Zeybek tüm bu kahvehane dedikodularını anlatırken, bizlere ilkokul çağından itibaren öğretilen veya sınav ve mülakatlarda çıkabilen, ‘’Türkiye’de ki petrol kuyuları nerelerdedir” gibi basit bir sorunun cevabının anlatıldığı dersleri kaçırmış galiba.
Şimdi sizlere bazı önemli konuları belgelerle izah edeyim, bilirsiniz belge ve kaynak olmadan konuşmamak gerekir.
-Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nın 2014 yılı faaliyet raporuna göre Batman Bölge Müdürlüğü’nce 8,9 milyon varil ham petrol, 10,6 milyon metreküp doğalgaz üretilmiştir.
-2020 yılı raporuna göre Türkiye’de ki petrol üretimi ise şu şekilde;
*2020 yılı toplam petrol üretimi: 3,2 milyon ton
*Ortalama Günlük üretim: 60,845 varil
*Toplam üretilebilir rezerv: 209,9 milyon ton
*Kümülatif üretim: 161,8 milyon ton
*Kalan üretilebilir rezerv: 48,1milyon ton
LOZAN ANTLAŞMASI BU ÜLKENİN TAPUSUDUR!
Mehmet Zeybek’in bu tarz, bilim, mantık, tarih, istatistik ve Devlet kurumlarının raporlarıyla çelişen açıklaması çok talihsiz ve yersizdir. Özellikle ülkemiz geleceğinde söz sahibi olmasını beklediğimiz gençleri yetiştiren bir okulun açılışında bunu yapması çok üzücüdür.
Son olarak söylemek isterim ki, Lozan Antlaşması kendi devrinde yapılmış ve yapılabilecek en iyi en önemli ve en anlamlı antlaşmadır. Şu an ki Türkiye’nin tapusu niteliğindedir. Devlet arşivlerinde, internette çok kolay ulaşılabilen bir belgedir. Açıp okusunlar, sağda solda masallarla vatandaşları kandırmasınlar. Sayın başkan bu kadar tarih dersi verdikten sonrada bana bir teşekkür etsin.
İktidarın maskesi düşmüştür. Bu saatten sonra Lozan’ı bahane ederek halkı kandıramazlar.
Değerli basın, değerli hemşerilerim, kimse karamsar olmasın. İlk seçimde CHP olarak dostlarımızla beraber iktidara geliyoruz, kurtulacağız bu haramilerin saltanatından"dedi. >> Serap Keskin