Telefon
WhatsApp
Bu millet bu günleri asla unutmayacak

Yardımlar topladıklarını, tırlarla deprem bölgesine yolladıklarını söyleyen Mısırlıoğlu; “ Ben de geçtiğimiz günlerde deprem felaketi yaşanan illerimizi ziyaret ettim. Orada gördüğüm manzara anlatılacak gibi değil. O acının, çaresizliğin tarifi yok. Ağam paşam yönetimiyle yapılan çok katlı binalar insanlarımızın mezarı oldu.
Deprem deprem dedik tatbikatlar yaptık ama ne yazık ki yine sınıfta kaldık… ‘cennetten bir köşe’ diye satılan rezidansların un ufak olduğunu gördük.
Sıfır ev aldık diye sevinen vatandaşın enkaz altından çıkarılışına şahit olduk. 2 metre temelle 10 katlı apartman yapıldığını fark ettik.
Yapan inşaat mühendisini, müteahhidi bir kenara bırakalım. İzin veren yöneticilerimize ne demeli?
Kimlerin bu binaları yaptığı kadar, kimlerin denetlediği, ya da daha doğru bir söylemle denetlemediği, kimlerin ruhsat verdiği de önemli. Kaç ocak söndü, kaç aile parçalandı, kaç hayat yarım kaldı…
Depremin en can acıtan taraflarından biri de ne yazık ki yardımın geç ulaştığı hatta ulaşmadığı yerler oldu. Adıyaman, Kahramanmaraş, Gaziantep, Adana gibi illerimizde kent merkezinde enkazlara hemen müdahale edilebildi belki ama Hatay’a bir süre ulaşım sağlanamadı… İnsanlar enkaz altındaki yakınlarının sesini dudu ama yardım elini uzatamadı.
Çünkü o çok övündükleri, her eleştiriye karşı ‘ama yol yaptık’ dedikleri yollar çöktü, asfaltlar yarıldı. Yol olmayınca karayolu ile ulaşım sağlanamadı. Havaalanı pisti de zarar gördü havadan da ulaşılamadı. Bir de ayakta durması en elzem olan bina hastane yıkılınca Hatay’da ne yazık ki bir süre hayat durdu. Yahu kardeşim bari hastaneleri, havaalanlarını, okulları sağlam yapın. Bari onlardan çalmayın. Sizin iki cihanda da yatacak yeriniz yok maalesef…
Vatandaş habercilere haykırdı, buraya yardım gelmedi, yakınlarımız enkaz altında ama çıkaramıyoruz dedi. Ama Sayın Erdoğan kameraların karşısına geçip buraya yardım gelmiyor diyen şerefsizdir dedi. Gerçekleri inkar etmekten vazgeçin artık. Sosyal medya kısıtlamaları ile basın sansürleri ile bir yere varamazsınız, ayıbınızı kapatamazsınız.
Başarısızlığınızı kabullenip telafi edeceğiniz yerde vatandaşa şerefsiz diyemezsiniz. Benim güzel ülkemde herkes bir nefer, herkes yardımsever. Bakın nasıl da tek yürek olduk. İnsan gücünden faydalanmanız gereken yerde şov yapmaya kalktınız.
Binlerce insanın vebaline girip ikili ilişkilere dayalı inşaatlar yaptınız.
Kimlere rant sağlandığı da çıkacak elbet ortaya. Kimler nemalansın diye hayatlar söndü göreceğiz… Yaşadığımız bu büyük felakette bürokrasimizin ne kadar hantal bir yapıya büründüğünü bir kez daha gördük.
Tek bir kişinin sözünün geçtiği bu ucube sistemde; Ne yazık ki hiçbir devlet memurumuz tek başına karar veremiyor, sorumluluk alamıyor, inisiyatif kullanamıyor.
AFAD’ın koordine edemediği yardımların amacına ulaşmadığını gördük.
Mısırlıoğlu; “Bazı yardım kalemlerinde yığılma olduğunu, bazılarındaysa ihtiyacın karşılanmadığını gördük. İnsanların kamuya ait olan bir kuruluşa değil, sanatçı Haluk Levent’in yardım platformuna daha çok inanıp güvendiğini gördük. Kısacası dedim ya sevgili arkadaşlar, ülkece sınıfta kaldığımızı, ülkece enkaz altında kaldığımızı gördük.”dedi.
Biz onlar adına utanmaktan bıktık,
onların yüzü bile kızarmıyor…
Mısırlıoğlu; “Yalakalık, liyakatsizlik, kayıtsızlık, vurdumduymazlık, bencillik paçalarından akıyor resmen… Sayın Erdoğan’ın deprem bölgesinde yaptığı basın açıklamasında ön planda görünme çabaları, çocukların kafalarındaki şapkaları çıkarttırmaları tek dertlerinin reklam olduğunu gözler önüne serdi.
Binlerce canımızı yitirdiğimiz, on binlerce yaralı vatandaşımızın olduğu ve hala ne yazık ki enkaz altında insanların olduğu şu günlerde kendinize yakışanı yapıyorsunuz.
Ama bu millet bu günleri asla unutmayacak.
Depremi siyasi emellerine, çamur atma politikalarına malzeme eden AKP’li Milletvekili, kalkmış ‘biz kentsel dönüşüm yapacaktık millet ittifakı karşı çıktı’ diyor…
Astığım astık kestiğim kestik düşüncesiyle taş üstünde taş bırakmayan siz, bu gün kalkmış millet ittifakı bizi engelledi diyorsunuz. Buna sadece gülünür sayın vekil…
Kendinizi komik duruma düşürüyorsunuz. Mısri Mahallesi’nde yapmak istediğiniz şey kentsel dönüşüm değil, rantsal dönüşümdü. Hak sahiplerine bir mezar parası dahi olmayan meblağlar vererek insanları evinden ocağından etmeye kalktınız.
Buna vicdanı hür olan herkes dur der. Ama sizin gözünüzü para bürümüş. Çıkarlarınız doğrultusunda iş yapıyorsunuz. Kendi rant hesaplarınıza ‘hizmet’ kılıfı uyduruyorsunuz.
‘Deprem olursa vebalini Millet İttifakı üstlenir’ demişsiniz. Vebalden bahsedecek olan son kişi sizlersiniz. O bölgede yaşayan insanların malına mülküne resmen el koymak istediniz. Üç kuruş verip susturmaya kalktınız. O zaman vebal aklınıza geldi mi?
2018 yılında yıkım kararı alınan Belediye şehir çarşısını 4 yıl yıkmayan siz değil misiniz. Bu 4 yıl içinde Allah korusun bir deprem olsaydı, o çarşıda düğün salonları vardı. Yüzlerce vatandaşımızı kaybetseydik o vebalin altından nasıl kalkacaktınız. Başımıza deprem felaketi geldikten sonra İstanbul’da 100’e yakın okulu boşaltma kararı aldınız. Şimdiye kadar aklınız neredeydi?
İktidarız diye göğsünüzü kabarta kabarta gezme döneminiz bitti. Artık başınızı öne eğeceksiniz. Artık bu milletin yüzüne bakamayacak haldesiniz.
Hala kalkmış bize vebalden bahsediyorsunuz. Afyonkarahisar’da ne yaptınız? Nasıl bir önlem aldınız? Hangi denetimleri gerçekleştirdiniz? Depremden hangi dersi çıkardınız? Bunlardan bahsedin artık. Çamur at izi kalsın devri kapandı. Kendi üzerinize yapışan bu utanç vesikasını kolay kolay söküp atamayacaksınız…
Yardımlar şova dönüştürüldü
Mısırlıoğlu, “Bu konuda bizi yaralayan ne oldu biliyor musunuz? Hatırlarsınız ilimizde bir cephanelik patlaması olmuştu ve ne yazık ki 25 vatan evladımız bu patlamada şehit düşmüştü. Bu vesile ile onları da rahmetle analım.
Dönemin Valisi İrfan Balkanlıoğlu, patlama olduğu dönemde ilimize gelenlere kameralar önünde kilim, sucuk hediye etmiş, boy boy fotoğraflar çektirip kamuoyu ile paylaşmıştı.
Toplumda çok büyük infial yaratan bu görüntülerin bir benzeri ne yazık ki deprem felaketinin ardından mevcut Valimiz Sayın Kübra Güran Yiğitbaşı tarafından verildi. Depremzedelere bağışta bulunanlara plaket veren Sayın Valimiz, belki de farkında olmadan henüz enkaz altında kurtarılmayı bekleyen vatandaşlarımız varken işin şova dönüştürülmesine müsaade etmiş oldu.
Yardımseverler tabi ki teşvik edilmeli, takdir edilmeli, ödüllendirilmeli. Ancak acımız henüz çok tazeyken, bölgede arama kurtarma çalışmaları devam ederken, en kötüsü de hala enkaz altında hayatta olan vatandaşlarımız varken böyle bir gösteriye, ödüllendirmeye gerek var mıydı?
Sayın valimizin bu davranışı bana Sayın Balkanlıoğlu’nu hatırlattı. Bu iki davranış arasında hiçbir fark göremedim. Tüm samimiyetini, özverisini, umudunu ve üzüntüsünü görebiliyoruz bu fotoğrafta… Çok da fazla bir şey söylemek istemiyorum bu konuda. Mukayeseyi sizlere bırakıyorum…”dedi.
Basın toplantısının son bölümünde İYİ Parti ailesine katılan Mehmet Erkçi, Ali İhsanver ve Recep Şafak’a rozetleri İl Başkanı Muhammet Mısırlıoğlu tarafından takıldı
>> Haber: Rabia Ekmekçioğlu

0 Yorum

Henüz Yorum Yapılmamıştır.! İlk Yorum Yapan Siz Olun

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!